MUAMMER TELLİ

   Tellilerin Muammer…Yetmiş sekiz yaşında…Yıllarca esnaflık etti, bankada memur olarak çalıştı, mütaahhitliğin yanı sıra, bisküvi fabrikası kurdu… Bolvadin ekonomisine katkı yapmak için uğraştı. Genç yaşından beri siyasetin içinde bulundu.

   Muammer Telli, uzun boylu, iri cüsseli, yuvarlak yüzlü, gözlüklü, sakin görünüşlü, saçının ve sakalının çok yeri beyazlaşmış birisi… Yürürken dik ve karşıya bakarak yürür. Konuşurken yumuşak bir ses tonuyla, kibar konuşur.

   HAYATINIZI ANLATIR MISINIZ?

   1937 yılında Bolvadin’in Alaca Mahallesi’nde, üç oğlan kardeşin en büyüğü olarak dünyaya gelmişim. Babamın adı Kâzım…Babam, tuhafiye, züccaciye, bakkaliye dükkanı işletirdi. Kardeşlerimden Sabri, öğretmen emeklisi; diğer kardeşim Sıtkı ise eczacı…

İnönü İlkokulu’nda okudum. Arkasından ortaokulu bitirdim. Babam ilk sene Afyon’a liseye göndermedi. Arkadaşlarım hep gitmişti, ikinci sene göndereyim dedi, bu sefer de ben razı olmadım.

   GENÇLİK YILLARINDA NELER YAPTINIZ?

   İstasyon Caddesi’ndeki dükkanımızda babamla birlikte çalışıp, işlerini takip ettim.  Babam, dükkanda sattıklarına ek olarak köylerden; yapağı, tiftik, zerdali çekirdeği, yumurta toplardı. O zaman köyümüz çoktu. Gıllakların ve Hacı Ata’nın handa depomuz vardı. Oralarda biriktirir, İstanbul’a İzmir’e gönderirdik. Askerliğim gelinceye kadar bu şekilde çalıştı. Ailem, askere gitmeden beni evlendirdi. İki oğlan, bir kız, üç çocuğum var. Oğlum Selahattin besicilikle ve hafriyat işleriyle uğraşıyor. Diğer oğlum Musa ise, Alkaloid Fabrikası’ndan emekli oldu.

   GENÇLİĞİNİZDE HANGİ FABRİKALAR VARDI?

   Gençliğimde; müteşebbis, girişimci iş adamları çoktu. Fabrikalar kurdular. Bu fabrikaların çoğu İstasyon Caddesi’nde Yeni Mahalle’de idi. Bunları şöyle sıralayabiliriz:

   Telli Lastik Fabrikası: Mes lastikleri ve lastik ayakkabı imal ederdi. Amcam Hüseyin Telli başkanlığında dokuz ortakla kuruldu. Ortaklar: Muharrem Korkmaz, Kadir Korkmaz, Nuri Taktak, İsmail Kardeş, M.Ali Kardeş, Kazım Telli, Hüseyin Telli, Ramazan Telli…Daha sonra çoğu, haklarını Telliler’e devrettiler.

   Kervan Lastik Fabrikası: Tellilerin lastik fabrikasının yanında idi. Kurucular: Hüseyin Telli, Av.Hamdi Hamamcıoğlu, İhsan Yazıcı, Ziya Akşahin, Hicazı Doğruyol idi. Bu kişiler fabrikayı çalıştırmadan, Ali Bey’e (İsmail Özsoy) sattılar. Daha sonra bu fabrikayı Kazım Karagüven, Hicazı Doğruyol ve Turan Bilgin devralıp çalıştırdılar.

   Bozkurt Lastik Fabrikası: Dahancıların Ali Bey’in ve Mahmut Kızıltoprak’ın kurduğu fabrikadır. Uzun yıllar üretim yaptı.

   BİSKÜVİ FABRİKANIZDAN BAHSEDER MİSİN?

   Ben askerden gelince babam vefat etti. O sırada kardeşlerim okuyordu. 22 yaşında iken bisküvi fabrikası kurmaya karar verdim. İstanbul’dan malzemeleri getirdim kurdum ve 9-10 tane işçiyle üretime başladım. Üretimimiz çok iyi gidiyordu. Çevre il ve ilçelere devamlı mal gönderdim. 1964 yılında, işletmemizin dördüncü senesinde, bir gece sabaha karşı, fabrikanın fuel-oil tankı, sebebini bilemediğimiz bir şekilde patladı. Büyük bir yangın çıktı. 25 teneke yağ, 25 teneke glikoz, 20 çuval şeker, 50 çuval un hepsi de yandı. Hiçbir şey kurtaramadık. Bununla birlikte makineler de yandı. O gün için sigorta falan bilinmediğinden dolayı, sigortamız da yoktu. Bir şeyimiz kalmadı.

   YANGINDAN SONRA NE YAPTINIZ?

   Vakıflar Bankası şube açınca, oraya memur olarak girdim. Orada dört sene çalıştım. Kardeşim Eczacılığı bitirip gelince, eczane açıp beraber işlettik. Kardeşim Kars’a eczane açmaya gidince, oğlum Selahattin’le birlikte damperli kamyonla hafriyat işleri yaptık. Küçük Sanayi Sitesinin yapımını biz aldık. İnşaatı bitirdik, çalışanların parasını ödedik fakat ,yüklenici firmadan paramızı alamadık. Alkaloid Fabrikası yapımında da aynı durumla karşılaşınca zor durumda kaldık fakat, kimseye bir kuruş borcumuz kalmadı.

   PARTİ ÇALIŞMALARINIZ OLDU MU?

   Gençliğimden beri siyasete ilgi duydum. Siyasete 1969 yılında Erbakan’ın kurduğu Milli Nizam Partisi’yle başladım. Milli Selamet Partisi yönetim kurulunda bulundum. Daha sonra Refah Partisi’ne girdim. Erbakan ve Korkut ÖZAL Bolvadin’e gelince bizim evde kalırlardı. Bu partiler kapanınca 1982’de ise Anavatan Partisi’ne geçtim.

   ALKALOİD FABRİKASI’NIN KURULUŞU NASIL OLDU?

   1975 yılında üç parti koalisyon hükümeti kurdu. Afyon’a, Alkaloidler Fabrikası kurulması gündeme gelince; Muammer Yavuz, ben ve diğer partililerle Ankara’ya gidip, gerekli girişimlerde bulunduk. Afyonlular Afyon’a yapılmasını istiyorlardı.

   Erbakan, 1952 yılında askerliğini Afyon’da yaptığı sırada, cumartesi günleri Yörükzade’ye gelir, ders alırdı. Askerliği bitince, Bolvadin’de su motoru yapımı için girişimlerde bulundu. Gümüşağa Mehmet Koyuncu, Emin Kelekçi ve Kazım Telli’nin ortaklığıyla “Gümüş Motor” adında su motoru imal edildi. 4-5 sene imalat devam etti, sonra kapandı. Erbakan, bu fabrika devam etmeyince ileriki yıllarda Bolvadin’e bir fabrika verdirmek için Yörükzade’ye söz vermiş. Buna istinaden, Erbakan’ın ve Korkut Özal’ın gayretleriyle bu fabrika Bolvadin’e verildi. Afyonlular kendilerine almak için çok uğraştılar fakat başaramadılar.

  TİCARİ YÖNDEN ESKİ BOLVADİN NASILDI?

  Ticaret çok hareketli idi. Pazar olunca kalabalıktan çarşıda yürüyemezdik. Bizim dükkanda bir kantar ve üç terazi devamlı çalışırdı. Çarşamba günü Pazar başlar; perşembe günü devam ederdi. Yalvaç tarafından üzüm, pekmez, incir gelirdi. Bolvadin pazarı olduğu zaman, beş tane hanın her tarafı dolardı. O günkü büyük esnaflar: Mevlüt Terzier (Badinik), Gemiciler, Mehmet Helvacı, Gazi Yiğitbaşı, Ahmet Telli, Rüştü Helvacı, Hicazı Doğruyol idi.

   BUGÜNKÜ GENÇLİĞİ NASIL BULUYORSUNUZ?

   Malasef şimdiki gençlerimiz eski gençlere benzemiyor. Gençlerde sebat yok, havailik var. Gelecek kaygısı taşımıyorlar, günübirlik yaşıyorlar. Mutlaka sanata yönelmeleri, sorumluluk almaları gerekir. En rahatsız olduğum taraf da sorumsuz gençlerin yetişmesi…Gençlerdeki gördüğüm problemlerden birisi de, motosikler sevdalısı olmaları. Bu yüzden başlarına devamlı iş açıyorlar. Ramazan’da, Alaca’da motor sesinden imamın sesini duyamıyoruz. Devamlı kaza yapıyorlar.

   Bundan üç sene evvel hasta ziyareti için Afyon Devlet Hastanesi’ne gittim. Acil bölümündeki doktora hastamızın adını verdim. Doktor: “Siz Bolvadinlisiniz değil mi?” dedi. Ben de: “Nereden anladınız?” dedim. Doktor: “Dün acile 18 hasta geldi; 16 tanesi Bolvadinli idi; bunun 14 tanesi de motosiklet kazası.” dedi. Bunu hiç unutmam.