FAİK KARAGÜVEN

   Kızılaycı Faik…Bakkal Kızılay…Yıllardır Kızılay başkanlığı yapan Kızılaycı Muzaffer’in oğlu.. Altmış altı yaşında…Babası, yirmi dört yıl Kızılay Bolvadin Şubesi başkanlığı yaptı. Kendisi de on yedi yıldır yönetimde bulunuyor.

   Faik Karagüven’in gençlik yıllarında koyduğu sakalı, bugün beyazlaşmış durumdadır. Hareketli bir yapısı vardır. İnsanlara yardım için koşturmayı sever. Esas mesleği olan terziliği kısa bir süre yaptıktan sonra, babasından devraldığı bakkal dükkanını işletmeye başlamıştır. Topluma faydalı olmayı kendisine düstur edinmiştir. Kızılay hizmetlerinin yanı sıra; Çarşı, İmaret, Bağlarbaşı Camilerinin yaşatma dernekleri yönetiminde bulunmuştur. Bolvadin’de babasının ve kendisini yaptığı hizmetlerden dolayı “Kızılay” diye anılmaktadır.

   HAYATINIZI ANLATIR MISINIZ?

   1949 yılında Bolvadin’in Bucak Mahallesi’nde dünyaya gelmişim. Babamın adı Muzaffer… İkisi kız, ikisi erkek dört kardeşiz. En büyükleri benim… Benim küçüğüm Mehmet Ziya…Şu an beraber bakkal dükkanı işletiyoruz. İlkokulu; Savaş, Akçeşme ve Atatürk İlkokullarında okudum. İlkokulu bitirince, Hisar’daki Kadriye Kur’an Kursu’na üç sene devam ederek; Hafız İbrahim Çürük Hoca’dan dini terbiye aldım. Sonra dayım Celalettin Ciğerci’nin yanına terzi çıraklığına girdim. Askerlik vaktim gelinceye kadar burada çalıştım, sanatı öğrendim. Askerliğimi Kütahya ve Diyarbakır’da yaptım.

   Askerden gelince Gıllakların Han’ın yanındaki handa, terzi dükkanı açtım. Bu arada evlendim. İkisi kız; ikisi oğlan dört tane çocuğum var. Büyük oğlum Muzaffer, Beyaz Hoca Camii’nde din görevlisi…Küçük oğlum Kamil İse, Kocaeli’nde öğretmen…Babam hacca gidince onun yerine bakkal dükkanını işletmeye başladım. O günden sonra da bakkallığa devam ettim.

   BABANIZDAN BAHSEDER MİSİNİZ?

   Rahmetlik babam, Bolvadin Vergi Dairesinde memurdu. Ramazan ayı gelince yıllık izne ayrılır; zenginden topladığı parayı fakirlere dağıtırdı. 1970’de Kızılay’a üye oldu. Kongre zamanı gelince muhasip olarak görev aldı. Bolvadin’de Kızılay, 1952 yılında kurulmuş. İlk başkan ise, İstidacı Hakkı Öztürk’tür. Sırasıyla: Hakkı Esenoğlu, Ahmet Yiğitbaşı, Hüseyin Telli, Rıfkı Babalık, Gazi Sağlamer başkanlık etmişler. 1972’te kongreye gidildi, babam başkan seçildi. Yönetim kurulunda: Yakup Akalın, Sıtkı Taktak, Halil Kımkak, Remzi Sezer, İsmail Cıvan, A.Kemal Tokpınar vardı. O zaman yönetim, güzel çalışmalar yaptı. Şu an Eber Sürücü Kursu’nun bulunduğu binayı, yarıdan fazlası halkın katkısıyla yaptırıp; kiraya verdiler. Hastanenin doğru dürüst bir ambulansı yoktu. İzne gelen Avrupalı işçilerin katkılarıyla oradan sıfır minibus getittirdiler, iç dizaynını Bursa’da yaptırdılar. Babam ve ben kullandık, Boltaş şoförlerinden de destek aldık. Bu ambulans 1988’ e kadar hizmet verdi. İhtiyaçlı ailelere gıda yardımı yapıldı. İhtiyaçlı ailelerin çalışkan çocuklarına burs verildi. Kurtuluş günlerinde sünnet merasimleri yapıldı. Babamın vefatından sonra görevi ben devraldım. Son altı yıldır ise Musa Pektaş başkan; ben de başkan yardımcısıyım.

   SİZİN ÇALIŞMALARINIZ NELERDİR?

   Babamın yaptığı faaliyetleri ben devam ettirmekteyim. Manevi yönden sorumluluğu büyük olan bir kuruluş. Her kuruşun hesabını iyi yaparak hizmet vermeye çalışıyorum. Hastalarımızı en büyük sıkıntı kan bulma zorluğu olmaktadır. Üç sene önce Kızılay, Afyon’a kan toplama istasyonu kurdu. Bolvadin’e ve diğer ilçelere kan toplama aracı gönderilmeye başlandı. Sağolsunlar ilçemiz halkı kan vermeye büyük ilgi gösterdi. Afyon ve ilçeleri dahil, en çok kan Bolvadin’de verildi. Bununla gurur duyuyorum. 2010 yılında 1100 ünite; 2011 yılında 880 ünite; 2012 yılında 813 ünite kanı Bolvadinli verdi. Buradan kendilerine teşekkür ediyorum. Bu yüzden Kızılay, 25 ünite kanı bizim hastanemizde devamlı hazır bekletmektedir. Hoperlörden duyduğumuz kan ilanlarını şimdi duymadığımızın sebebi bundandır. Peygamberimiz: “Bir kişinin canını kurtarmak, bütün insanların canını kurtarmak gibidir.” buyuruyor. Bu yüzden sağlık açısından ve can kurtarmak açısından kan verelim; herkesi de kan vermeye teşvik edelim. Başkalarına babalarında mal-mülk miras kalır. Bana da babamdan “Kızılay” miras kaldı. Ben de bunu devam ettirmek istiyorum.

   Başka sosyal faaliyetlerde de bulunuyorum. Bağlarbaşı Camii’nin yönetim kurulunda iken, halktan topladığımız yardımlarla camiyi üç senede bitirdik. Çarşı Camii ve İmaret Camii yaşatma derneklerinin üyesi olarak; camilerin ihtiyaçlarını gideriyoruz. Takdir Allah’tan.